• ISSN: 1308-9412 * e-ISSN: 2757-7120
  • 0(256) 214 48 21

Sayı 20

Sayı 20

  • Yayın Dönemi: 2018 - Temmuz 2018
  • Cilt: 10

Makaleler

  Dr. Öðr. Üyesi Nezahat BELEN

 

Editörden

Dergimizin 20.nci benim de editörlüðünü yaptıðım bu ikinci sayımızda Yenifikir ailesi olarak siz okurlarımızla buluşmaktan kıvanç duymaktayız.



“Deðişmeyen tek şey, deðişimin kendisidir.” Heraclitus



Her insan doðar, büyür, gelişir ve ölür diye bilinen darbı mesel aslında ölümle sonlanmayan, esasında başka bir hale dönüşümdür, kanımca. Deðişmek, dönüşmek varoluşun aslı esasında. Rabbim insanı yaratırken “Ben bir cevherdim, bilinmek istedim.” İfadesiyle asıl olanın farkına varmak, bilmek olduðunu en baştan bize bildirmiştir. Nitekim kısa hayatımızda veya dünya tarihinde gördüklerimiz de bunun ifadesi deðil mi? Milletlerin, devletlerin, insanların paylaşamadıðı veya savaştıðı esasında kendini ifade edememek, anlaşılamamak deðil midir? Sevdiklerimiz en çok beni anlamadın! Ben, senin için şunu şunu yaptım cümleleriyle sitem etmez mi? Evlat olarak ebeveynlerimizin anlamasını, ebeveyn olarak evlatlarımızın bizi anlamasını bekleriz. Aramızdaki samimiyet ve güven her ne olursa olsun saðlamsa; asla bozulmayız, yıkılmayız.


Bireylerden oluşan halk (millet) da aynı şekilde ebeveyni olan devletine yeri gelir naz yapar, yeri gelir küser, kızar. Fakat aradaki bað saðlam ve güvenilirse her ne olursa olsun asla kopmaz. Devletimizin “Tek Yürek, Tek Bayrak, Tek Millet, Tek Vatan” sloganı ile çıkılan yolda ifade edilen teklik; salt, yalın matematiksel bir dil deðildir. O, aile içindeki bir olmaktır. Bu yüzden tarih boyunca sürekli deðişim, dönüşüm ve gelişimlere açık olmuş Türk Milletini 24 Haziran 2018 sonrası 9 Temmuz 2018 Salı günü resmen başlayan, adı yeni fakat ruhu bu ülkenin mayasında zaten var olan Başkanlık sisteminin ülkemize ve İslam coðrafyasına hayır getirmesini dileriz.


Yaşanılan tarihe, tarih düşmek için yazdıðımız bu düşüncelerimizden sonra gelelim bu sayımıza. Yeni Fikir ailesi olarak Nisan 2017 tarihlerinde düzenlediðimiz Yeni Fikir Stratejik Araştırmaları Derneði (Yeni Fikir SAM) ‘ın İçişleri Bakanlıðı Dernekler Dairesi Başkanlıðı tarafından desteklenen, Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) ve Türkiye Kızılay Derneði Aydın Şubesi ortaklarımızla “Göçmen Sorununa Genç Bakış” Kısa Film-Hikâye-Makale yarışmasında dereceye giren ve ödül alan eserleri sizlerle buluşturmaya devam ediyoruz. Ayrıca eðitim, tarih ve diðer sosyal disiplinlerle ilgili araştırmacılarımızın makalelerini sizlerle buluşturuyoruz.


Dergimize emeði geçen herkesi sevgi ve saygıyla selamlıyoruz. Gelecek sayımızda buluşmak dileðiyle……



Dr. Öðr. Üyesi Nezahat BELEN


20. Sayı Editörü / Editor of the 20th Issue

 

  İndir

  Mesut MEZKİT

 

Medine Sözleşmesi Temelli, Mekke Ruhunu Esas Alan Medeniyet Tasavvuru ve Yeni Türkiye

Öz

Hz. Âdem (as)’ın oðullarından Kabil,Habil’in hayat hakkını gasp etmesiyle başlayan insan hak ve hürriyetlerininihlali günümüze kadar devam ede gelmiştir. Bu kadar derin tarihi tecrübeye raðmen“ötekileştirme” hastalıðının derinleşmesine ve tarihî uygulamalara bakılırsabundan sonra da sürcektir. Birlikte yaşamayı esas alan kültürün tesisindeönemli olan husus, bu ihlalleri asgari sevyeye indirip fert haklarını herkesemüsavilik çerçevesinde tatbik edersek o vakit medeniyet tsavvurundanbahsedebiliriz. Yeni bir medeniyet inşası, sahih geleneðin imbiðinden geçentarihi geçmişe, asrın idrakini sunmakla mümkündür. Cemiyeti meydana getirenefradın (bireyler) idaresne talip olanların adaleti tesiste kılı kırk yarması,kindarlıðın zeminine imkân vermemesi, farklılıkta “bir” olmayı temin eden birhiyerarşi ve kenetlenmeyi asli vazife edinen Yeni Yönetim Felsefesini,entelektüel akılla hayata geçirmesi ana gaye olmalıdır.

  7 - 23

  Yeni Yönetim Felsefesini,Birlikte Yaşama, Medine Sözleşmesi,Mekke Ruhu, Medeniyet Tasavvuru,Yeni Türkiye

 

  İndir

  Kemal Ramazan HAYKIRAN

 

Aydın Eli’nde Haçlı Seferleri: Aydınoðlu Gazi Umur Bey’in Haçlılar İle Mücadelesi

Öz

XI. yüzyılda başlayan Haçlı seferleri takip eden yüzyıllarda da şekil ve yöntem deðiştirerek bir şekilde devam etmişti. Bu haçlı akınlarının bir dalgası da XIII. yüzyıldan itibaren Batı Anadolu kıyılarını sistematik bir biçimde fethetmeye başlamasının karşısında gelişmişti. Bunlar içinde en çok dikkat çekeni de Aydınoðlu Gazi Umur Bey’in İzmir ve hiterlandını zorlaması neticesinde karşılaştıðı haçlı akınlarıydı.Aydınoðlu Gazi Umur Bey İzmir ve Aydın kıyılarında birkaç defa Haçlı donanmaları ile savaşmak durumunda kalmıştı.

  25 - 34

  Haçlı Seferleri, Aydın İli, İzmir, Gazi Umur Bey,

 

  İndir

  Ali BİLGENOĞLU

 

Uzlaşma mı Çatışma mı? Küresel Barışa Bir Tehdit Olarak İslamofobi ve Temel Kaynakları

Öz

Küresel dünyanın günümüzde karşılaştıðı en önemli sorunlar arasında yabancı düşmanlıðı, aşırı sað siyasal söylemin yükselişi, ırkçılık ve küresel terör eylemleri ön sıralarda gelmektedir. Uluslararası kamuoyunu en çok meşgul eden bu kavramlar ve çerçevesinde gerçekleşen olaylar hiç şüphesiz ki doðrudan yahut dolaylı bir şekilde bir kimliðin bir diðer kimliði entisite, aidiyet, din, dil ve inanç gibi alt kategoriler üzerinden ötekileştirmesi olgusu üzerine inşa edilmektedir. 11 Eylül 2001’den itibaren ötekileştirmenin küresel düzeyde daha kırılgan ve şiddete meyyal bir noktaya doðru evrilmesi ve bilhassa Medeniyetler Çatışması tezi ile birlikte Soðuk Savaş’ta Batı medeniyeti karşısında konumlandırılan Sovyetler Birliði ve ideolojisinin yerini savaş sonrası süreçte bir medeniyet olarak İslam’ın ve Müslümanların ikame etmesi bu çalışmanın konusu olan İslamofobi’nin ana gündem maddelerinden biri olmasının yolunu açmıştır. Bu çalışmada bir aktüel fenomen olarak İslamofobi üzerine yapılan kavramsal tartışmalar ile meselenin temel kaynaklarına dönük bir deðerlendirme ve analize yer verilmektedir.

  35 - 50

   İslamofobi, Yabancı Düşmanlıðı, Medeniyetler Çatışması, 11 Eylül, Göç

 

  İndir

  Nezahat BELEN

 

Aydın Örneðinde Türkiye’de Kadın Temsili ve Milletvekilleri Üzerine bir Deðerlendirme (1935-2018)

Öz

Demokratik bir toplum anlayışında, kadınların siyasal sistemde yer almaları önemli bir olgudur. Türkiye’de kadının konum olarak “eş” ve “anne” olmasının dışında siyasal hayatta da varolmasının kabul edilmesi ve bu yönde çeşitli düzenlemeler ile bu fikrin desteklenmesi, Türk kadının toplumsal ve siyasal yaşamda önünde yer alan engellerin ortadan kaldırılması adına önemlidir. Türkiye’de kadın haklarının elde edilişi, Tanzimat Dönemiyle başlayan Türk modernleşme tarihinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Eðitim ve kültür alanlarında atılan her adım, doðrudan kadının toplumdaki etkisini arttırmıştır. Bununla birlikte siyasal hakları elde etmesiyle de kadın, tarih boyunca sürdürdüðü ikincil konumundan zaman içinde sıyrılmıştır. Kadınlar, toplumsal cinsiyet rolleri ve ilişkilerinden kaynaklanan farklı sosyal, ekonomik, siyasal çıkarlara sahip olarak siyasallaşmakta ve toplumsallaşmaktadır. Ülkemizde kadın, seçme ve seçilme hakkını aldıðı 1930’lu yıllardan itibaren fiilen siyasal yaşamda var olmuş ancak temsil etme ( eksik temsil sorunu ) baðlamında hala belirleyici ve etkin bir aktör olarak yer almamakta / alamamaktadır.Oysaki daha kapsayıcı ve demokratik bir yapılanma için kadınların siyasal karar alma sürecine dâhil olmasının gerekliliði herkesçe savunulmaktadır. Ancak bu düşüncenin uygulaması parlamentoda, yerel birimlerde ve siyasal partilerde ne yazık ki yeterli düzeyde deðildir. Bu çalışmada Aydın ili örneðinde Türk Kadının temsili ( eksik temsili ) somut veriler ışıðında deðerlendirilerek, Türkiye bütünüyle ne denli örtüştüðü gözler önüne serilmiştir. NitekimAydın örneðinden yola çıkılarak, siyasal alanda, her boyutuyla sınırlı katılım düzeyi göz önüne alındıðında, Türk kadınının siyasal alandaki mevcut konumunun beklenilen yerde olmamasınınhiç de şaşırtıcı( ! ) olmadıðı söylenmelidir.

  51 - 65

  Kadın, Temsil, Aydın, Demokrasi

 

  İndir

  Oðuzhan ŞAHİN

 

Yeni Düzen Arayışında Mülteci Sorunları -Aydın İli Örneði-

Öz

Göç, neden ve sonuçlarıyla birlikte hem göç eden bireyleri hem de göç alan yerde yaşayanları etkileyen önemli bir süreçtir. Göç sürecinin, ancak yerleşilen ülkeye uyum saðlayabilmek ile saðlıklı bir şekilde tamamlandıðı düşünüldüðünden Suriyeli bireylerin göç sonrasında, farklı bir ülkeye gelmeleriyle, eðitim ve saðlık hizmetlerine ulaşmada, bölgenin kültürüne, toplumsal yaşamına uyum saðlamada yaşanılan problemler ve savaş nedeniyle yaşanan sorunların toplumsal hayata nasıl yansıdıðı sorgulanmıştır.

  67 - 97

 

  İndir

  Gamze POLAT

 

Göç Yolunda Oyuncaklarım

Çocuklarımız bizim geleceðimiz peki hangi çocuk kötü bir yaşantıyı hak eder? İnsanlar gerek ekonomik, sosyal, savaş, doðal afet durumları gerek ise çocuklarının bu durumlar karşısında onlara daha yaşanılabilir bir ortam sunmak için göç etme yolunu seçerler. İnsanlar bu yolu seçerken çocuklarına daha iyi gelecek hazırlayalım derken bu göç sırasında çocuklarını kaybedebiliyorlar. Yapılan araştırmalara göre Dünya üzerinde yaklaşık 62 milyon mülteci bulunuyor bu sayının

%40'ı 12 yaş altı çocuklardan oluşmaktadır. Bazı kaynaklardaki bilgilere göre tek başına göçmen çocukların sayısının yaklaşık 26 bin’e ulaştıðını bu çocuklardan 10 çocuðun 9'unun yanlarında aileleri olmadan tehlikeli yolculuða çıktıðı, yaklaşık 700 çocuk göçmenin Avrupa yolunda hayatını

kaybettiðini ve yine yaklaşık olarak 5 bin göçmen çocuðun ise Akdeniz'de öldüðü ya da kayboldu bilgisi mevcuttur.

  98 - 110

 

  İndir

  Rumeysa Girgin

 

Suriyeli Göçmenlerin Hukuki Statüleri

Bugün Suriye’de yaşanan iç savaş Türkiye’yi de doðrudan ilgilendiren birniteliðe büründü. Suriye’nin sınır komşusu olması bu sonucu kaçınılmaz kılan bir durumdu. Soruna her neresindenbakarsak bakalım Suriye’deyaşanan iç savaş büyük bir insanlık trajedisidir. Türk hükümetinin insaniduygularla yaklaştıðı bu sorunun Türkiye’yi kısa sürede çok büyük birekonomik külfetle baş başa bırakması ve Birleşmiş Milletler’in konuyaduyarsızlıðı sorunu adeta tüm boyutlarıyla Türkiye’nin üzerine yıkmışdurumda. Bu yoðun göçün ardından Suriyelilerin statüsü tartışılmayabaşladı. Multeci mi sıðınmacı mı göçmen mi misafir mi kalıcı mı …

  111 - 146

 

  İndir

  Yeni Fikir SAM

 

“Göçmen Sorununa Genç Bakış” Yarışmasının Ödülleri Sahiplerini Buldu

Yeni Fikir Stratejik Araştırmaları Derneði (Yeni Fikir SAM), Türkiye Kızılay Derneði Aydın Şubesi ve Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) iş birliðiyle düzenlediði “Göçmen Sorununa Genç Bakış” konulu yarışmanın ödül töreni, 11 Mayıs 2017 tarihinde ADÜ Atatürk Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Yeni Fikir SAM; Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) ve Türkiye Kızılay Aydın Şubesi ile ortaklaşa yapmış olduðu “Göçmen Sorununa Genç Bakış” konulu makale, kısa film ve hikaye yarışmasına 48 eser başvuruda bulundu. Göçmen sorunun uluslararası arenaya duyurmayı kendilerine hedef edinen Yeni Fikir SAM, yarışmaya katılan bütün eserleri Türkçe dahil 11 dile çevirip yayınlayacak. İçişleri Bakanlıðı Dernekler Dairesi Başkanlıðı tarafından desteklenen “Göçmen Sorununa Genç Bakış” konulu yarışmada ilk 5’e giren üniversite öðrencileri altın ve çeşitli hediyelerle ödüllendirildi. Kısa film yarışmasında ikinci ve beşinci olan filmlerde yer alan göçmenler de ödül törenine katıldı.

  147 - 159

 

  İndir